Onlar için evden bayat ekmek götürdüm. Başladım bölük-pörçük minik parçalar haline getirip yere serpmeye. O ne güzel bir manzara yaaa arkama da lokma attığım için etrafım full güvercin oldu; sabahın körü olduğu için doğal olarak olarak hepsi açtı. (bazen ikindin civarı falan tok oldukları için sallamıyorlar pek)
Kırmızı ışıkta duran bir otobüs frenine korkup hepsi bir anda havalanınca ödüm afedersiniz bir yerlerime kaçtı.
Özellikle arada bir-iki tane gelen serçelere kıyamıyorum. Resmen açığa çıkıp benden bir orta bekliyorlar :)
Bende hususi onlara atıyorum. Hatta bir kere serçeye azcık büyük lokma atmışım, serçe sekerek hızlıca geldi, ekmekle çarpıştı ve geri sekti iki adım resmen :)
En eften püften yazımı bu yazı ilan ederek sözlerimi "nasıl evde kaldım?" dizisinden bir kaç replikle bitirmek istiyorum.
* Oraya bir daha adımımı atarsam, 75 kilo olayım !
* Rahat rahat bunalmak istiyorum. Beni güldürüyorsunuz, aklım karışıyor !
* Bizim için korkarken bizim ödümüzü patlatması hiç doğru bir şey değil hani...
* İçimdeki boşluğu doldurmanın en kolay yolu; YEMEK YEMEK !
Sevgilerle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder