25 Mart 2012 Pazar

Bahar...




Geçen bir haftadır depresyondaydım... Ben vikipedi dayının yalancısıyım. Zira kendisi diyor ki:

  " Kişinin sosyal işlevlerini ve günlük yaşama dair etkinliklerini rahatsız edecek, bozacak dereceye ulaşmış üzüntü, melankoli veya keder durumudur.Depresif kişi kendisini yorgun, üzgün, tembel, sinirli, motivasyonsuz ve apatik hissedebilir. Hayattan zevk kaybı, ilgi azalması, konsantrasyon bozukluğu, dikkatte azalma ve buna bağlı unutkanlık, karasızlık, değersizlik hissi, suçluluk hissetme, intihar düşünceleri, karamsarlık gibi bilişsel belirtilerin yanında uykuda artış yada azalma -ki bu durum daha çok uykuya dalmakta güçlük ve her zamanki uyanma saatinden 1-2 saat erken uyanma ile kendini gösterir- iştahta azalma yada artış, enerji azlığı, yorgunluk...vs olarak kendini gösterir.  "


Acaba bahar geldi, bahar tembelliği mi dediydim ama ben vikipedi dayıma güvenirim, depresyon diosa öyledir...
Geç yatmalar, pc yi ve neti sadece kore dizilerine açmam, ders çalışmama, okula gitmeme, mümkün olduğunca yataktan kalkmama, iştah azalması, can sıkıntısı vs. hepsini yaşadım bir haftada... İçim sıkkın , içim boş. Bir sebebi yok; üzgün falan değilim ama olur öyle arada....


Başta bu (personel taste) olmak üzere bir sürü kore dizisi izledim. Zaten hepsi 15 yada 25 bölümlük çıtır-çerez kıvamında eğlencelik, romantik, başı sondan belli diziler. Çamur atmaya gerek yok, oturup mal gibi izlemeyi biliyorum bütün gün... Neyyss'se!

Uzun zamandır yapmadığım bir şeyi yapıyorum ve elimde yarım yarım 4 kitap okuyorum. Genelde biri bitmeden ötekine geçmeyen bir insanım ama bir haftadır mala bağladığımı söylemiştim...
W. Shakespeare-Macbeth
Cengiz Aytmatov-Gün Olur Asra Bedel
Şebnem Aybar-Bayılmışım...Kendime Geldiğimde 40 yaşındaydım.
Elizabeth Hoyt-Günahkar Aşık


Dün bana tam manasıyla bahar geldi. Burcc'un anlatımı benim için de geçerli zaten.



Ayaklarımdaki kelebeklerin bile dayanamayıp uçası geldi...


Nevaleler, kilimler ve Burcc'un fırlatıp attığı pabuçları :)


Gözlük sezonuna siftah yaptım. Birkaç gündür "kırk yılın başında güneş görüyorum nie saklanıyım, gözüm, gönlüm açılsın diyordum."


Burcc'un son anda aldığı ve benimde sevinerek ortak olduğum tart. Tadı cidden güzel, pudra şekeri eksik bir tek.


Böyle de uzanıp okudum kitap. Belimiz soğuk çekti ama yalan yok.


Güneş bana arsızca göz kırptı dün...


Uzun zamandır içmesem de bir kez daha hatırladım ki; Kola Candır! Ve tabi burnum akıyordu.


Ankara'nın neyi meşhurdur deseler yiyecek anlamında aklıma gelen ilk ve tek şey; Beypazarı Kurusudur. Halk ekmeğinki benim favorim.


Geçen tek tük uçaklara da baktım arada...


Bu arada çağla çıkmış :( Üzülüyorum çünkü artık eskisi kadar yiyemiyorum.


Diş hassasiyeti olanlar bu hareketi bilir. Dişler resmen dökülecekmiş gibi hissedince biraz biraz parmağını bastırınca yada ısırınca diş biraz daha erken normale dönüyor yada bir şeyler ısıracak hale gelebiliyor. Ben erik, çağla, limon, nar ekşisi, nar gibi canım güzellerle artık arama mesafe koydum :(


Ben bu adama gidicem ya diş yaptırmaya, ancak o çare bulabilir bana. Emel Acar'ın programını sabah izledik de valla sırf diş yaptırmak için katılmayı düşünüyorum. Hemde beleşe bu adam dişlerini pür-i pak, sapasağlam yapıyor ya çok kıskanıyorum.

Eve gelince de bahar temizliği yaptım, odamın şeklini değiştirdim, tamamen odamı kaldırıp temizledim, çarşaf, yorgan değiştirdim, odamdaki kilim-halı işlevlileri yıkadım ve son olarak da kırklandım resmen. Yani bana bahar tam anlamıyla geldi.

O zaman gelsin bakalım; 

  
Can Dündar





Candan Erçetin





Good Bye!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder