Anamı, babamı, bacımı, yiğenleri felan zaten deli gibi özledim de sanırım bir de "deniz- güneş- Konyaaltı- Toroslar" grubunu çoook özledim..
Geçen sene yaşadığım bir olayı anlatıyım hemen:
Kundu' da bir otelde bir Rus turist öğlen saatleri olmasına karşın feci içmiş durumda. Adamların bünye sağlam içkiye belli, dıştan bakınca bişey yok yürümesi, konuşması falan ama beyin belli ki ambele olmuş :)
Toroslara doğru baktı baktı baktı ve dedi ki ; Hangi o* ç* çizmiş de asmış lan bu resmi dedi. Biz şaka yapıyor sanıyoruz ama adam bayaa bayaa ciddiydi. Meğer beyaz branda gibi bir şeyin üzerine sadece silüet şeklinde dağ çizilmiş sanmış... Güneş ve alkolün de bu saçmalamadaki katkısını unutmasak da adam güneşle o kadar belirsizleşen dağ görüntüsü görmemiş tabeee.
(not; yukarıdaki fotoda saat 3-4 civarı ve ekim ayı. Dağlar belirgin yani...)
Antalya'yı öyle özledim ki ders çalışırken molada bir koli hazırladım; bavulla götüremeyeceklerimi.
Yaklaşık 15 kg geldi ama içindekiler sadece şunlar;
*Bu sene aldığım ve ailemin izlemediği filmler (biz ailecek çok film izleriz)
*Tezim için iki adet sahip olduğum Osmanlıca sözlük (Ferit Develioğlu ve Kamus-i Türki)
*Ales kitabı (daha hiç bakmadım yazın başlıcam çalışmaya inş. Seneye gircem malum..)
*Günlüğüm
*Yazı-karalama defterim
*Kalemliğim (neleri yanımda götüreceğime bayaa bir kafa yorup büyük bir kalemlik doldurdum)
*Yazlık 3 adet kapri 6 adet tshirt-gömlek
Daha bavul ne kadar çeker belli değil.
Ben özledim galiba her şeyi....
;(
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder