5 Mayıs 2012 Cumartesi

BEBELERE BİBERON, İKİZLERE TAKKE, ŞARKILARA SENARYO - 3


  Çocukken her şey kolaydı... Güzeldi... Sen bana "abla" derdin, ben sana "bebeğim" .... Aileden kopuk bir takım, kendi bağımsızlığını ilan etmiş bir topluluktuk.
 Sen evimize gelince ben daha 5 yaşındaydım... Düzgün oturursam seni kucağıma verebileceklerini söyledi annemler. O kadar düzgün oturdum ki, sen kollarıma gelene kadar o kadar heyecanlanmıştım ki ve sana kavuşunca.... "Benim bebeğim" olduğunu anladım. Tüm o barbielerden daha güzeldin, canlıydın, cennet kokuyordun. Ağladığında bende ağlardım  ve annem senle ilgilenirken babam benle alay edip avutmaya çalışırdı.
 Ben seni çok sevdim be ufaklık... Sen benim için bir erkek kardeşten çok daha fazlasıydın. Her şeyimi senle paylaştım. Özellikle sevgimi.... Tüm kız dedikodularımı, aşklarımı, kavgalarımı sen bilirdin ilk ağızdan. Daha sen çocukken annem- babam kavga ederken seni saklar, oyunlar uydurur ve sana yalanlar söylerdim; "her şey güzel olacak"


 Sorunlu bir anneye sahiptik... Daha ufacık bir çocukken kendini değersiz hissedecek şeyler söylerdi... "Sırf evliliğimizi kurtarmak için doğurdum seni... Seni istemedim bile... Ben sadece bir tane kız evladım olsun istemiştim... Sense aynı babana benziyorsun..." Babam sırf erkek oldun diye bir kaç sene daha dayanıp sonra annemle ayrılmıştı. Annem her şeyin suçunu senin minicik omuzlarına bırakmıştı. Kendimi suçlayarak, vicdan azabıyla seni daha çok sevdim, daha çok sardım...


 Büyüdükçe, o ergen triplerine girdikçe benle arana mesafe koymaya başladın. Liseye gitmeye başlayınca adam oldun sandın.... Her söylediğime kızıyordun... Bebeğim demem cinayete eş değerdi gözünde... Ben de sana uydum. Hiçbir şeyini anlatmamaya başladın, korkularını paylaşmadın, kızlardan bahsetmedin... Ama hala orada bir yerlerdeydi benim minicik kardeşim.


Ben sana inatla her şeyimi anlatmaya devam ettim...  Seni hayatıma hep dahil ettim. Sevgililerimle seni tanıştırdım, kalp kırıklıklarımı sana anlattım, arkadaşlarımı sana gammazladım... Mezuniyet baloma bile seni takıp koluma götürdüm. Ama gözlerindeki uzaklaşma alametlerinden çok korktum be çocuk... Benden kopuşundan nefret ettim, elimden bir şey gelmedi... 


Salak saçma arkadaşlar edindiğini biliyordum, sigara, alkol durumlarını da çakmıştım... Konuşmaya çalışınca kızdın bende sana hep olumlu yaklaşmaya çalıştım. Ancak seni gözlerin bomboş, uçmuş şekilde görünce uyuşturucuya dayanamayacağımı anladım. Aramıza koyduğun onca mesafeden bu işe yaradı ve koptuk. Ben sana küstüm ölesiye.... 


Sadece düğün günümde biraz kendin oldun tekrar bir süreliğine... Sarılıp ağladık öylece. Veda gibiydi... Ertesi gün gidince anladım... Üç yıl kimse seni bulamamışken tam da karnımdaki çocuğun cinsiyetinin erkek olduğunu öğrendiğim gün, hayatımdaki her şeyin yolunda olduğu dönem, seni bile aklıma daha az getirip daha az ağladığım bir aralık karşıma çıktın.... Bir gazate sayfasından fırladın üzerime...Hayatına son vermenin haberinle burun buruna kaldım.. Ve zaten zar zor görüştüğüm annemle ölümüne kopup bebeğimi sen yerine koydum....
Bebeğim....





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder