Sayfalar dolusu, arşivler boyunca,
Geceler ayazı, yazlar sıcağı susuyorum...
Ellerimden kayıp gitmekte olan hayatıma son bir hamle
Uzanıp tutunuyorum.
Yağlı urgan mübarek,
Kıvrılıyor yılan gibi
Tutamıyorum...
Zapt edemiyorum yaşamımı,
Haliyle susuyorum...
Baktım olmuyor,
Çığlıklar atıyorum içimden
Monologlar düzüyor,
Ağır içerikli, +18 küfürler diziyorum.
Bedduaları sıralıyor,
Lanetleri biriktirmeden devamlı uzaya yolluyorum.
Maalesef çözüm değil.
Doğal olarak susuyorum...
Sessizliğim içimde büyüyor,
Büyüdükçe kararıyor.
Kara delik yutuyor beni.
Alice misali bilinmez diyarlara götürüyor.
Ne harikası? Bildiğin saçmalık, bildiğin işkence...
Filler üzerimde resmi geçit yapıyor.
40 kayır mı 40 satır mı? diye sorulmuyor bile.
Katırların her birinin kuyruğuna kılı kırk yarabilen son model satırlar bağlanmış
Beni kuşatıyorlar.
İşlerini halledince beni oracıktaki bir kuyuya itiyorlar.
Günlerce göğe bakıp aydınlığı, temiz havayı, güzel kokuları, özgürlüğü hayal ediyorum.
Çıkamıyorum...
Kervanlar gelip-geçiyor sesimi duyuramıyorum,
Mecburen susuyorum...
Susuyorum...
Alimlerin bilgeliğince, deliliğin zindeliğince...
Ağaçların yüceliğince, toprak gibi olabiliğince...
Susuyorum...
Susadıkça yüzün düşüyor aklıma...
delisin...
YanıtlaSilteşekkür ederim, teveccühünüz :D
YanıtlaSil