Güney Kore ile tüm bildiklerim, izlenimlerim tamamen dizileri belki biraz da filmleri yoluyla oluşmuş şeyler.
Aha tamam çözdüm, duruma hakimim durumu değil ama film ve dizilerin bir ülkenin kültüründen parçalar olduğu düşünülürse bazı şeyler biliyorum.
İlk kez herhalde "Sophie'nin İntikamı" nı izledim Kore sinemasında.
Sonra da izlemeyeni dövüyorlar "Hatırlanacak Bir Anı"yı.
Aynı anda hem dram hem komik iki film yönünü gördüm. Aşk zaten her filmlerinde olmazsa olmaz.
İkisini de sevdim, sıcacık geldi.
Ama daha sonradan bin kez aynı durumlarına denk geldiğim dermansız hastalık sonucu ölen kahramanları olan filmlerinden ikrah geldi. O yüzden 2-3 kez dram izledim, diğerleri romantik-komediydi.
Filmlerini de çok izlemedim esasen, benim baktıklarım dizileri. 16-20-25 bölümlük, çerez niyetine, insanın içini ısıtacak, saçmalamalarına kızacak, aşklarına gülecek, rezillikleriyle alay edecek naçizane kardeş ülkelerimizden birinin dizi dünyası.
Bazı davranışları, bazı alışkanlıkları garip geliyor, bazıları çok yakın. Hem dizi-film dünyasında hem kültürlerinde şaşırdığım, garipsediğim, üzerine düşündüğüm birkaç olaylarından bahsetmek istiyorum.
*Başbakan, cumhurbaşkanı, ülkenin en zengin iş adamı bile olsan farketmez. Ayakkabı dışarıda bırakılıyor ve evin içerisine terlikle giriliyor. Bu istisnası olmayan konuların birisi gördüğüm kadarıyla. Şahsen benim çok hoşuma gitti. Çünkü üşengeçliğinden ayakkabı çıkarmayınca dizlerinin üzerinde sürüne sürüne bi koşu içeri gidip gelen bir nesil olarak evde ayakkabıyla dolaşılması dünyanın en saçma şeyi bence.
*Dillerinde 3 farklı konuşma şekli var. Kendinden büyüğe veya rütbeliye, seninle yaşıta, senden küçüğe veya aşağıdakine... Saygı meselesi hoş yani.
*Tonlamaları aynı İtalyanlar gibi. Ne konuştukları ses tınısından kabak gibi ortaya çıkıyor. Bide bazı tepkileri garip, bazı sesleri.
*Niye o kadar içiyor onlar öyle??? İç iç mide mi dayanır yaaa. Çok normal bir şey sarhoş olmak. Şahsım adına konuşuyorum ama sarhoş olmak kadar aciz bir şey var mı acaba? Aklın başında değil, yaptıklarını hatırlamıyorsun. Başkasının yardımına muhtaçsın, rezil ediyorsun kendini, kusuyorsun bir kere yaaa dünyada en nefret ettiğim şey ! Kim bile isteye kendine bu zulmü yapar ki?
İçme adetleri de garip. Yine saygı durumundan kendi kadehlerini kendileri doldurmuyor. Karşılıklı yapıyorlar. Biri içki önerdiğinde içmemek hakaret sayılıyor. Hele bir büyüğün içmeni önerdiyse ölene kadar içiyorsun yani. Yine yine yeniden saygı mevzuundan dolayı içkiyi karşındakinin yüzüne karşı değil, yana dönüp içiyorlar, garip.
*Yemek kültürleri çok derin, geniş, oturmuş. Gurur duyuyorlar bir kere mutfaklarıyla. Ülke ekonomisini bilemiyorum ama bazı şeyler inanılmaz pahalıymış; meyve, sebze, et gibi. Ne kadar yan ürün, sakatat varsa yiyorlar. Gördüklerim misal; horoz bacağı, domuz derisi.
Bizdeki kültür nasıl "yediğin içtiğin senin olsun, gezip gördüklerini anlat" ise onlarda da tam tersi yediklerini, yiyeceklerini göz önüne serme var. Ben bu adamlar çok yiyip de nasıl bu kadar zayıflar, üstelik sürekli pilav, makarna yiyorlar derken öğrendim ki çok az kalorili yiyecekler tüketiyorlarmış (nasıl oluyorsa) Zaten pilavlarının sadece pirinç ve suyla yapıldığına bakarsak, yağdan eser olmadığını görünce, en sevdikleri yiyeceklerden biri haşlanmış patates olduğunu fark edince....(tatlı patates dedikleri bildiğin közde patates. insan ona en azından tuz atar yaaa, öyle tadı mı olur? hadi bizim yaptığımız gibi tereyeğ, kaşar, envai çeşit malzeme koymasanız da olur) hak veriyorsunuz.
*Tedavi yöntemlerinde alternatif tıp bayaa etkin (tüm uzak doğu gibi)
*Dizilerindeki öpüşme sahneleri komik ! Tamam French Kiss yapma, adamın ağzında kaybolma da o sadece dokunup iki saniye kımıldamadan durmak ne yaaa. Hiç öpüşme daha romantiksin inan.
*Nasıl ki Yunanlılarda bazı adamlara "güzel" deniyorsa (1.dünya savaşıyla ilgili bir kitapta yazıyordu, eskiden çok kullanırlarmış baby face dediğimiz tiplere) Korede de yakışıklı çocuklara "flower boy" diyorlar. Böyle trene bakan büyükbaş modunda adamlara bakıp, yüzlerine karşı övüyorlar. Dış güzellik ön planda yani.
Ama bazı adamlarına adam denmiyor. Oğlan çocuğu bildiğin, yani bizim için öyle geliyor. Askere gidip geldiklerinde hepsinin biraz daha kaslandığını, adama benzediğini farketmiş bulunmakla birlikte Kore dramasında tek beğendiğim, yakışıklı adam dediğim vatandaşı size tanıştırıyım;
Gong Yoo
Hem komedide hem dramda başarılı buldum yavrucağı.
Böyle bir de karizması var, yerler :)
Artissss de kendisi...
Dizilerini izlemeseniz de bu filmini mutlaka izleyin
dogani (silenced) Gerçek hayattan alınmış hikaye yüreğinizi parçalar baştan diyim.
Bu yavrucuğum resim öğretmeni, sağırlar okuluna atanıyor. Ve okuldaki şiddet, cinsel saldırı gibi şeyleri fark ediyor. Bizim ülkemiz yalnız değilmiş bak, orada da adalet herkese eşit değilmiş....
İzleyin bence...Gayet başarılı...
Bizim Türk kızları artık coşmuş. Bu resimleri, dizileri ararken fark ediyorum da Kore'li oppalarına :) aşıklar. Kore'de okuma hayalleri var. Fanatikler yani, ciddiler hemde. Dil öğrenmeye çalışıyorlar kendi başlarına, oradaki oyunculara falan ulaşmaya çalışıyorlar. Şaştım valla. Uçmuşlar bence ama olsun... Çocuksu heycanlar iyidir, abartılmadıkça...Yaşın 18'in altındaysa..... Gerçeklere dönün uyarımı alanlar aldı ...
Hayır yani bende yırtınmıyorum adamlara, Kore fantezilerim yok ama kendimce saçmalama hallerim var. Misal her şeyi kurgulayan, yazılmamış 17623...tane kitap, 373652...tane film senaryosu kurgulamış, taslağını hazırlamış ama bir cacık bitirememiş bendeniz itiraf ediyorum;
Bir kore draması yazdım. Yaklaşık 20 bölümlük.
Gülenler halt yesin lütfen, ne var !!! İçimdeki çocuk bok yemiyor böyle şeyler yapıyor işte. Ne var yani ülkemizi temsil etsem şöööyle güzel bir dizinin senaristi olarak. Gitsem Seul'e, yanımda bir tercüman, tatsam yemeklerini, oyuncularla kolkola resim çektirsem, setten fotolarımı instagrama falan koysam..
NOLURDUUU?
Kore büyükelçiliğine mektup yazmayı düşünüyorum. Başka ulaşabileceğim yerler varsa lütfen tavsiye edin, destekleyin :)
Diceklerim şimdilik budur, okuyanlara saygım sonsuzdur ....
deliiiii özledim seni!
YanıtlaSildeliiii özledim seni. sen odanda dizini izlerken gelip noluyo burda demeyi seni konuşturmaya çalışmayı! pofff geliciğim ama :D
YanıtlaSilahahaaaa :D harbiden seviyorum kız seni.. bak bu başlık da başka bir ortak noktamız.. :)
YanıtlaSilsizi güldürebilmek ne mutlu ve candan öyle azizim ;) ben de seviorum seni
SilAh ahhh yaz olsa da oturup bir buz dondurma, bir paket çekirdek, karşıda akdeniz konuşak nice ortak yönlerimizi ;)
YanıtlaSil