Bazen durup dururken bir özelliğim, bir alışkanlığım parlayıp bana göz kırpıyor. "Bunları biliyor musunuz?" etiketinde yazmalıyım diyorum. Bu başlık altındaki yazılar sayesinde kendimle ilgili şeyleri farkediyorum bazı bazı.
Garipsiyorum....
Önemsiyorum...
İlgileniyorum....
Şaşırıyorum...
Biliyorum...
Görüyorum...
Hissediyorum...
***
*Dağınık bir yatak olan odada bütün bir gün geçirebilirim gerekirse. Çok da rahatsız olmam. Ama yatağa girmeden o iki saniye önce o yatağı toplarım, düzeltirim. Çarşafı çekiştirir, yorganı nizami şekilde gerip hizaya sokarım. O dağınık yatağa öyle girersem nefesim kesiliyor iki dakka sonra, nefes alamıyorum sinirden...
*Panik atağım yok ama bazen sınırına geliyorum. Ama kendimi sakinleştirmeyi, ehlileştirmeyi öğrendim. Nefes alıp vermeye odaklanıp beynimi boşaltıyorum. Gitgide ustalaştım bu konuda, gelişiyorum. Ama her ne kadar normal davransam da o paniğe sürükleyen olaylar hep beni aynı hissettiriyor; hava yapış yapış ağırlaşıyor. Sağ şakağımda atan damar gitgide darbe boyunu, sesini, enini büyütüyor. Sırtımdan aşağı buz gibi bir his geçiyor. Tam karnımın ortasında bir ağırlık meydana geliyor. Ağır bir balon büyüyor sanki, hem ağırlık yapıyor, hem nefes alamamı engelliyor.
misal bu anlar;
-otobüs yolculuğunun 6.-6,5. saatleri arası ansızın vuran 15 dakika,
-saç kesiminin kabası bitip de ince işine girildiği 5-10 dakikası,
-her tiyatro oyunun ilk 15.-20. dakikası arası birden çöken 10 dakika,
-ben uyumaya çalışırken, tam dalmışken kulağıma gelen kavga-tartışma sesi,
-ambulansın trafikte sıkıştığı an çığır gibi gitgide büyüyerek...
gibi
yatak konusunda ben de öyleyim :)
YanıtlaSilpanik konusunda da kontrol altına alman gereken bir şey olabilir bu.
kontrol altında zaten...patladığı hiç olmadı ;)
Silbir de şey var bak, üzerimdeki örtü, yorgan vs. ağırsa...şimdi geldi aklıma :)