2 Şubat 2013 Cumartesi

turnalara haber salın...

not; aşağıdaki yazıda kendini beğenmişlik ve ajitasyon aynı anda koyun koyuna yatmaktadır.
ee bize ne diyebilirsiniz,
diyen varsa ilk paragraftan sonra okumayı bırakabilir ama şarkıyı dinlemeden geçmeyin...

Hüs'le 1,5 ay sonra 4. yılımızı geride bırakmış olacağız. Ve biz bu süre boyunca ard arda katıp toplasanız 6-7ay yan yana yaşamışızdır. Askeriyede öğrenciyken ankesör başında saat bekleyip, kamptayken günde 1 dakikalık konuşmalarla, onu görebilmek için yapılan 23-24 saatlik berbat uykusuz yolculuklarla geçti hala da geçiyor....

Kimse yapamaz demiyorum, elbette bir sürü kız yapabilir bunları. Beni anlayan da bir çok insan çıkar eminim... Hüs'ün arkadaşlarının da sevgilileri var, aynı benim gibiler.
Biliyorum bunları da özleyince bu bahaneler vız gelip tırıs gidiyor inanın...
Dünyadaki en büyük özlem bana aitmiş gibi geliyor o anlarda...
Misal şu an :)

*Yolculuklar;
Balıkesir'de okuldayken 3-4 ayda bir onu görmeye gidiyordum. Bir kez otobüs yolculuğu yapma gafletinde bulundum. Sanırım ölebilirdim o an acıdan... Acı eşiğimin düşük olmadığını düşünüyorum ne yalan söyleyim. Ama otobüs yolculuğunda ruhumu teslim ediyorum nerdeyse. Bir kere assla uyuyamıyorum. Yanımda çik-lit tarzı bir kitap varsa bitiriyorum ya da 250-300 sayfa rahat okuyorum. Boyun fıtığım var. kafadan boyun felç, başım ölümüne ağrıyo. Kuyruk sokumum ablam tekme atıp merdivenden düşürdüğünden beri fazla oturunca ağrıyor, o da var (ilk bir hafta asla oturamamıştım ) (garip geldiyse düzeltiyim biz deliler kampında büyüdük de böle şeyler normaldı :D )
Sonra Mavi Ekspress sağolsun TCDY :) Arada çıkıp yürümek, ayakta durmak, yolculukta wc'ye gidebilmek ne güzel geldi. Ama onun da sorunu 12 saat ve üzerini buluyordu yolculuk...Garda in sabah 6'da, Hüs'ü bekle ama kıç kadar garda ( o saatte hiçbir yer açık olmazdı) 7saat Hüs'ü gör, Hüs gidince 7 saat boşboş bekle garda, kafede...Sonra geri dön yurda...Uykusuz geçen rahat 38-40 saat, şişmiş ayaklar, ölmüş de haberi olmayan omurga sistemi...

*Telefon; 
HüsHüs Balıkesir'de öğrenciyken ankesöre yapışık yaşıyordum. Yanlış anlaşılmasın haaa bütün gün değil, sadece akşam 8:30 ile 9:30 arası başlayıp en fazla yarım saat-CİK süren bir süre.


Bunu anahtarlık olarak kullanmaya başlamıştım. İki katı olunca Kızılay'da yolda düşürmüşüm farketmeden. Çok üzülmiştüm. Yeşiller 100'lük, maviler 50'lik. İkimiz de öğrenci olduğumuz için bir o knt alıyordu, bir ben... Onda da vardı yani bu kadar...
Okul bitince eğitime gittiklerinde günde sadece 1 dakika lık tel konuşmalarıyla 3 ay yaşadık :) Sonraki ay 27gün dağda yürüyüş yaptılar. O zaman hiç görüşmedik hatta.
Geçen ay da (şu an Şırnak'ta) fazla yağan kardan dolayı 3 hafta telefonlar gitti. Önce dandik Vodafone ve Avea hatları kesildi. Arkadaşlarından isterse Turkcell'den arayıp 2-3 dakka konuşuyorduk. Şimdi geldi Allah'tan...

ayy darlandım hatırladıkça...
gerisi sonra..
sıradaki madde başlıkları
*tatiller
*ailelerle durum
*kavgalar
*özel günler, kutlamalar



3 yorum:

  1. Ayy kıyamam ya... Bir de seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli derler. Yok öyle bir şey. Dediğin gibi bu özlemi çekmiş bir çok insan vardır, onlardan biri de benim. Anlıyorum yani ruh eşim ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. valla ruh eşimsin; HüsHüs duy artık sesimi, bırak peşimi :)
      memleketler de aynı dimi bizim :)
      uzaktan sevdiğim tek kişi var; babam (yani yanındaykenden daha çok sevdiğim demek istedim)
      ama Hüs'le artık kavuşalım istiyorum yaaa bu nedir bilader... sinirden ağladığım oluyo; ne diyosun hatta yalnızlıktan kusacağım geliyo :(
      sen anladın ya beni, gerisi boş, böyle çok hoş ;)

      Sil
    2. Biz kavuşamadık ama umarım siz kavuşursunuz :( çünkü kavuşamasan da unutamıyorsun, yoluna devam edemiyosrun ya da yalandan ediyormuş gibi yapıyorsun... Kötü yani, kavuşun bence :) Anlıyorum evet :) ama keşke anlamasaydım da diyorum bacım, sen anladın beni :))

      Sil