10 Ocak 2013 Perşembe

ARA YER / ARADA BİR YER...



Günlerden öylesine bir gün işte. Gitmişsin sen, evde yalnız kalmışım, yeni anlıyorum. Kokun bile gitmiş artık heryerden. Senle sensizlik arasıyım yani...

Komşu kadın da soruyor;
"Hanım nerelerde? Göremiyoruz..."
'Ah bende en fazla sizin kadar bilgiye sahibim inanır mısınız? hah ha ha...' desem şaşkın bakacak biliyorum.
"Annemlerde diyorum "annesine gitti hanım..."

Hiç hanım hanımcık değildimn oysa sen, başkalarına hep hanım diye anlatıyorum seni. Geçen gün de bakkal teyze süzdü beni "naptın kadına?" der gibi. Ona inat çakmak gazı ve kibrit aldım. Nasıl korkup baktı bana bir görseydin; komikti...

Yalnız değilim ayrıca herkesin sandığı gibi, fesleğenlerim var saksıda. Biri yabani, biri süs. Aynı senle ben gibi. Ben erkeğim diye süs olanı sana atfetmiyorum kusura bakma. Sen yabani olandın. Kokun daha bir fazla, keskin, boyun biraz daha uzun, köklerin, dalın daha bir kalın, güçlü,doğal, daha fesleğen gibi, olduğun gibi... Benim manyaklıklarım vardı; başına vurulunca koku veren, boyuna değil, içine büyüyen, daha sahte, taklit, olduğum gibi...

Aynada yalnızlığım yalnızlık sadece... Ben' in yanına ilişecek bir varlık bulamıyorum . Çatlak papağan hala aynalardan korkuyor. Omzuma alıp ayna karşısına geçiyorum. Uçuyor, "puf !" oluyor... Sen gibi...


Sargısız-merhemsiz yaralarım var; kanamıyor, garip. Telaşsız-yorgun nefesim var; durmuyor, garip. Garip her şey birkaç gündür. Kapıcının ifadesi garip (seni beğenir, çöpleri senin çıkarmanı, kapıya senin bakmanı severdi bilirim), ev garip, yatak garip...
Yaşanmışlıklar bile garip; hiç var olmamışlar gibi, belli belirsiz. 
Gördüklerim garip, göremediklerim ise daha bile fazla garip...

Aklımdan geçenler bile garip, varla yok arası, benle sen arası, ikimize iki adım kala yokluk arası, kapkaranlık sanki tavan arası....

Ben gelmesem de sen gelir misin bana? Umutla mutluluk arası, yeminle yalan arası, gidişle dönüş arası, nimet gibi ekmek arası....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder