11 Kasım 2012 Pazar

*** SENFONİ ***


Parçalandım....
Kırıldım, savruldum...
Attım deli rüzgarlara kendimi...

Sevinçlerim oldu...
Aşklarım...
Sevgilerim...
Kalp çarpıntıları, hoşlantılar...
En ufak şeylerden mutlu olan bir insandım sonuçta;
Hollywood bozması yaşantım olmadı,
Ama ben o tatta, o heyecanda yaşadım...
Da an geldi yaşamımdaki boşluk ve hiçlik yıktı beni...

"Neden yaşıyorum" düşüncesi çattı ansızın,
"Ne yapıyorsun şu dünyada"lar omuz attı,
"Boşsun...Bomboşsun"lar da an geldi vurdu beni...
En çok da onlar koydu zaten...

Öz eleştirilerle saldırdım hep...
Huylarımdan tiksindim...
Beğendiğim oldu kendimi...
Asla çok güzel bulamadım bedenimi...
Olsun, mutlu oldum çok kez kendimden...
Ve memnun kişiliğimden...

Sahteci olamadım...
Kimseyi memnun etmek adına, yalanlar söyleyemedim...
Kimseye kolay kolay ısınamadım...
Ve yüzüne gülüp arkasından konuşmadım kimsenin...
Ticaretle aram hiiiç yok, içten pazarlık yapamadım...
Mesefelerim kimine fazla geldi...
Bazıları da durmadan geçebildiler...
İş bu yüzden çok az arkadaşım oldu hayatta...
Ama tüm arkadaşlarım dostlarım olacak kıvamda...

Gidişlerim ani,
Dönüşlerim keskin,
Vazgeçişlerim sonsuzdu....
Bağlan-tı-larım kuvvetli,
Sevişlerim büyük,
Gururlarım çok oldu...
Kendimi adayışlarım göz doldurdu...

Hayatta en çok takdir bekledim sanırım...
Aldığım oldu,
Hayal kırıklıkları,
Saçmalayışlar ve küçümsendiğim...
Küçümsediklerim de oldu....
Paçavra gibi düşüncelerden kovuluşlarım vardı misal...

Öle çok olmadı hiçbir zaman beni önemseyen insan,
Dinleyen, sabırla bekleyen...
Ben bile önemsemedim kendimi...
Beni ben yapacak dileklerim, amaçlarım, uğrunalarım çok olmadı...
Hayallerimden de korktum ben,
Gerçekleştirememekten...
İtiraf edemesem de en çok becerememekten...

İçimde bir çok ben var...
Suskun, küskün, manik, pasif....
Çılgın, mutlu, hayalperest, aşık...
Bazen hepsi aynı andan konuşur benle...
Bazen üç-beşi...
Bazen de hiçi....

İşte o an yalnızlıktan yalnızlık beğeniyorum...
Öyle derinlere dalıyorum ki...
Siz hiç, hiiiç bir şey düşünmeden düşünce dehlizlerinde tüpsüz dalış yaptınız mı?
Peki ya serbest atlayış...
Alkışsız, seyircisiz, kulaklar tıkalı, gözler bağlı çoğu zaman...
Dibine kadar, göğüne değin...
Sizden bile soyutlanmış bir senfonide...
Size bile yer olmayan bir arenada...
Kimsesiz....
Sizsiz...
Ve Yalnız...







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder