aklıma hiç olmayacak şeyler geliyor, bazen garip şeylere takılıyorum;
hemencik örneklendireyim ki daha iyi anlaşılsın;
(içimdeki öğretmen pratik yapıyor arada böyle)
not; abla biliyorum ki çok mutlu oluyorsundur böyle rengarenk beni görmekten, yazının sonundaki şarkı da en çok sana gelsin o zaman...
*Bazen garip sorular beliyor kafamda ve onlara cevap arıyorum ciddi ciddi. Bugün Burcc'un akıl sağlığımdan endişe etmesine yetecek örneğindeki gibi; fikir fırtınasında nerden geldiysek o konuya, Burcc'a iş yerinde msj bırakacak olsam, ama kimseye güvenmesem...ve diyelim ki telefon da yokmuş hani (hadi lan ordan! üşengeçlikten aynı evin içinde kıza msj atıyorsun, o sana face'den yazıyo falan...) nereye, nasıl not bırakırım? Ve cevabı buluyorum usulca; tuvalette kağıt havlu astığımız düzenekle, rulo arasında biraz boşluk var, oraya bırakırım... ????!!!**^+!
*Bak buna yakın bir şey de şudur ki; ilerde aile içi bir kod cümlemiz olacak. Şaka için asssla söylenmeyecek. O cümle söylenince hemen polise gidilecek, yardım istenecek filan. Nerden çıktı bu derseniz; hani filmlerde olur ya kafasına silah dayalıdır ve telefonda hiçbir şey olmamış gibi konuşmak zorunda kalır kadın, ya da kendisine doğrultulmuş bir bıçakla kapıda "her şey yolunda mı?" diyen polise bişey söyleyemeden boyun bükerler yaaa
o olmasın diye...Kötü adamları ürkütmeden polis, jandarma, kara kuvvetleri, istihbarat herkes ayağa kaldırılsın diye(bence çok mantıklı, zaman kötü yane bir yerde...)
*Ben Ümit Sayın'ın Çal Beni şarkısında "çal beni yine GECE'den, sür beni yine SEHER'e, ÜMİT'e bir yol ver, HÜZÜN'ü unutup gitsin bölümünde hiç duygulanmıyorum içten içten tıslayarak gülüyorum. Çünkü bence orda bir adamın aşk hayatı anlatılıyor, böyle ehliyet kitaplarındaki kavşakta 4araç beklerken geçiş hakkı kimin soruları gibi bir şablon oluşuyor...(Hüzün ve Gece diye isim mi olur diyenleri kendi hayal güçsüzlüklerinde ezilmek üzre yalnız bırakıyorum... hıh!!!)
*Görsel eserlerden çok etkileniyorum... Geçen gün izlediğim Danışman filmindeki Brad'ciğimin ölüşüne sanki ordaymışım, o gerçek bir olaymış gibi, iki adım önümde bir adam böyle vahşice öldürülmüş gibi çok etkilendim... Bi ara da Awake filminden kalbim sıkışarak, nefes darlığı çekip panikle kendimi atışım var ama çok da önemli değil...
*Hayatta her şeyin bir bedeli var durumuna inancım çok sağlam (bildiğin kindar gıcığın tekiyim !!! ) olması gerektiğine inanıyorum, olunca tatmin oluyorum... Ölümden çok korkan bir çocuk olmama karşın babama kızınca hastalanıp öldüğümü zemin olarak kurgulardım(genelde tümörden...ah film dünyasıı sen bana ne klişeler kattın yahuu!)
sonrada ölmek üzereyken babama suçlayıcı, onu vicdan azabından ölümümden sonra süründürecek konuşmalar yaptığımı hayal eder, gerçekleşmesini dilerdim...
*Ve son olarak da aklıma gelen şey tam karşımdan bana göz kırpan, laptopumda olan cam'e yapıştırdığım renkli bant. Sanki o cam açıkken sürekli izleniyorum gibi geliyor...
Sabah 8de yatmış, öğlen 12de kalkıp işe gitmiş, 5saat çalışıp az biraz yürüyüp de kendini hala bu saatte enerjik hisseden ben'in kafasında çalan şarkı gelsin o zaman;
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder