bizim zamanımızda göz hakkı vardı... sevgiler böyle ulu orta gösterilmezdi, görenin canı çekmesin... kokular böyle yoğun olmazdı, duyumsadığında için erimesin... balkondan kuru bir ekmek sallamazdı annem, çünkü komşuda pişen; herkese düşerdi..... kıssadan hisse; olan var olamayan var, olup da yanında olamayan var la az yavaş ol bebe !
değişik bi gözle bak bana bugün...
hadi ! korkma, sorma, kurcalama...
bak bana bugün bambaşka bi yerden...
annenmişim gibi misal,
şefkatimi gör, kıyamayışımı,
seninle ilgili hayallerimi,
kendi egolarımı senle gerçekleştirmeyi,
sahip olamadıklarımı sende becerebilmeyi,
düşlerimi empoze edip de
"senin için en iyisini istiyorum" ayaklarımı...
evladınmışım gibi misal,
muhtaç oluşumu,
sana seslenip her daim sende uyumayı,
sana güvenmeyi,
istediğimi yaptırabilecek olmanın salak gururunu...
her şey hakkımmışcasına,
hayattan nasibini almamışcasına...
hastanmışım gibi misal,
ilgi göster, iyi bak bana,
sırtıma havlumu da unutma ama...
alımlı bir yabancıymışım gibi misal,
ilgini çeken ama yörüngeme giremeyen,
bir kadah ısmarlasan belki havaya girecek bişeyler
ama "alkol kullanmıyorum, teşekkürlerr"...
renkli bir balonmuşum gibi misal,
anlık, duraklık, bakımlık, uzaklık
inceden, gülümseten, özelden güzelceden...
radyoda güzel bir şarkı gibi misal,
beklenmeyen, isteyerek tüketilen, tekrarını bekleyen...
değişik bir gözle bak bana bugün...
hadi ! durma, yorma, savsaklama...
"dön bak bana gözlerim gülüyor, seni gördüm göreli...."
Geçen hafta sınavlarım vardı vizeler; siz sormadan ben söyliym; iyiydi. Bu sene okul bitiyor mu ne la?
Son bir tane kaldı bakalım bakalım...
Neyse efenim bilenler hatırlar ben kolay kolay ders çalışamam;okul, ev (özellikle evim !) dikkatimi dağıtır, toparlayamam, cayarım. Ama miilli kütüphane öyle değil. İlk 15-20 dakkayı atlattıktan sonra saatte bir molaya çıkıyorum ama nasıl güzel geçiyor zaman. Maşşallah deyin Allah'sızlar !
İşte efenim sözün özü birkaç alt başlık altında milli kütüphane nefretlikleri;
*Deli sıra var girmek için. Yetmiyor anam yetmiyor. Kpss çalışan mezunlara, Gazi ve Ankara Üniv'lilere yetmiyor ! (haliyle) Vize ve özellikle ! final zamanı ebesinin ötekeresine kadar sıra oluyor. Saatlerce sıra bekle.... bilgisayarlar bozulsun; karmaşa yaşa... Bu memleket böyle ekmek kuyruğu görmemiştir yaaw !
*Önce bir açıklama yapmak isterim yurttaşlarım; Ben kiiiii küfrü hiç sevmem Ben kiiii küfreden bana itici gelir Ben kiiii ağız dolusu, dolu dolu küfreden insanın insanlığından şüphe duyarım ammmmaaaa Ben hiiiç etmem demedim Bazen ederim; ama çok elzemse Yani demem o ki; Wc ihtiyacı gelince ve sigaraya çıkacağı zaman prize getirip taktığın o tablet prize değil afedersiniz ama bi yerine girsin ! Benim 8 saatlik orda kaldığım süre boyunca yarım saat oturup ders çalışmayan gavat kusura bakma ama sen ne pezevenk ruhlu bir ibne'sin !!!
Bunca küfürden sonra kul hakkından bahsetmek garip kaçtığı için bu konuda yorumu size bırakıyorum.
*Benim sevdiğim caanım sarı ışıkları sen git led bembeyaz göz acıtan, pasparlak, loşluğu yok eden, dikkat dağıtan saçma sapan şeylerle değiştir. "Tarih affetmez" demişti bir prof. bi hafta önce DTCF'deki nostaljik tahta sıraları söküp saçma sapan sunta sıralar koydukları için...
*Kpss'ye önümde daha bayaaa zaman var; amma velakin sabah 9'da gelip akşam 10'da çıkan, her dersin her testinden 25 soruda en az 21 net yapan sayın vatandaş sen hangi vitamini yuttun, nerden buldun limitless hapını laaann ! Ben nasıl senin rakibin olayım?
Diyceklerim bu kadar;
Hala en net ders çalışabildiğim yer olabilirsin amma
Aşık olduğum o büyülü atmosfer olamazsın artık !!!
Sen ki benim için masa, sıradan ibaret alalade bir mekansın,
Bu haline karın bile yakışamayacağı saçma sapan bir faydasın..
Pinuccia 'nın hazırlayıp önümüze sunduğu güzel bir etkinlikte buldum kendimi. Çok da sevindim, hemen adapte oldum. Okumayı bekleyen kitaplarım vardı, kitap okumam çok azaldı diye üzülüyordum falan derken bu bir vesile olacak. Hiçbir zaman çocukken bile kazanacağıma veya finale kalacağıma garantisi olmayan olaylarda,yarışlarda hırs yapmadım. Yani eğer 1.-2.-3. sıradaysam o kadar yakınken bari ben kazanayım der atak yaparım. Ama onun dışında evet gayret gösteririm, evet o yarışmaya inanır gereklerini yaparım, evet heyecanlanırım ama hırstan kudurmam. Sonunda sadece "elimden geleni yaptım"demek isterim. Bu etkinlik de sadece buna yarayacak. Kitap okumaya unuttuğum değeri vereceğim, kimler ne okuyor diye diye yeni kitaplar duyacağım, mutlu da olacağım :) Listemi dakikalar içinde yaptım cidden. Zaten bana ayarlama, düzenleme, ön araştırma, listeleme, seçim yapıp ortaya menü çıkarma de bu işin en şevkli, en becerikli insanı olup çıkıyorum (yanlış kariyer mi seçiyorum lan kendime) Ahanda listem ; not; Aklım öyle hin, öyle de üç kağıtçı biriyim ki her kitap en az 2 kategoriye giriyor. Bir kitabı birden fazla kategoriye gösterebilsek sadece 4-5 kitapla bu iş bitmişti :) not; Elimde olan -veya ev arkadaşımdan alacağım- 7kitap dışında hepsi de okulumun kütüphanesinden edineceğim kitaplar. Yani kitap okumak dünyanın en ucuz zevklerinden ve lükslerinden biri -iyi ki ;)
1. Kategori (10 puan): Altın Kitaplar Yayınevi’nden çıkan bir kitap; Bir Genç Kız Yetişiyor (Betty Smith - 416 syf) Elimdeki 12.baskısı olup aynı zamanda sahaftan itinayla seçilmiştir. Elimde "Cehennem" var ama niyeyse o kitap bendeki kıyamet fobisini körüklediği için baştan okumaya cesaret edemedim. 2. Kategori (10 puan): Kütüphaneden ödünç alınmış veya sahaftan satın alınmış bir kitap okuyanlara. Karartma Geceleri (Rıfat Ilgaz - Çınar yay. - 219 syf) Kendisi aynı zamanda sahaftan alınma. 3. Kategori (10 puan): Adında bir hayvan adı olan bir kitap okuyanlara. İncir Kuşları (Sinan Akyüz - Alfa yay. - 320 syf) Hemmencecik dün başladığım ilk kitap. (not;baş;4kasım - bitiş;10kasım) 4. Kategori (15 puan): 600 sayfadan uzun bir kitap okuyanlara. Dahiler ve Aşkları (Hazırlayan; Özcan Erdoğan - İkaros yay. - 783 syf) Kendisi aynı zamanda biyografi kategorisine de girerek aşkın başka olduğu söylenen ayda bahaneyle okumak istediğim kitap.
5. Kategori (15 puan): Nobel Edebiyat Ödülü kazanmış bir yazarın bir kitabını okuyanlara. Evdeki Silah (Nadine Gordimer/1991 Nobel Edebiyat Ödülü- Can yay. - 302 syf) Kendisi aynı zamanda hiç okumadığım ülke edebiyatına da kütüphaneden alınacak kitap kategorisine de girerek beni küstahlaştıran kitaplardan. (not; ben her zaman ennn başarılı, ennnn parlak, ennnn çalışkan olamasam da illa ki ayrıntılı başlıklarda bir en olurdum. Ve bu da bana gizli bir haz verirdi. Jüri özel ödülü gibiydi bu benim için. İşte ordan kalan bir alışkanlık bu yukardaki durum) 6. Kategori (15 puan): Türk edebiyatında klasik kabul edilen bir roman okuyanlara. Cezmi (Namık Kemal - Şule yay. - 293 syf) Elimde olduğu için okumak istediğim roman bu listedeki tek içime sinmeyen, kararsız kaldığım kitap oluyor. 7. Kategori (15 puan): Hiç okumadığınız bir ülke edebiyatından bir kitap okuyanlara. Yitik Cennet (Cecilia Samartin/Küba - Koridor yay. - 365 syf) Elimdekilerden biri. 8. Kategori (20 puan): Sinemaya uyarlanmış bir kitabı okuyup filmini izleyenlere. Hobbit (J.R.R. Tolkien - İthaki yay. - 426 syf) Bayılarak izlediğim birincisinden sonra sabırsızlıkla beklediğim 2. ve 3. filmi de var. Onları zamanı gelince izlerim artık. Ama 1.'yi yeniden izlemek -bu kez evde tabii- güzel olacak, hem de 2.'ye hazırlık hatırlatma olsun :)
9. Kategori (20 puan): Adında kış mevsimine ilişkin bir sözcük olan veya konusunda kış teması olan bir kitap okuyanlara. Kaygılarımızın Kışı (John Steinbeck - Remzi yay. - 311 syf) hem kütüphaneden alınacak olması hem de 1962 Nobel'li olmasıyla bu da 3 dalda - isim, yazar, mekan- adaylığını koyup ismiyle kazanan isim o.
10. Kategori (25 puan): Yasaklanmış bir kitap okuyanlara. Dorian Grey'in Portresi (Oscar Wilde - Can yay. - 252 syf) Kütüphaneden alınacak kitap bana sadece komik bir anımı ve mazi olmuş birini hatırlatıyor :) 11. Kategori (25 puan): Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk hakkında yazılmış bir kitap okuyanlara. Sınıf Arkadaşım Atatürk (Ali Fuat Cebesoy - Temel yay. - 203 syf) Hem kütüphaneden alınacak hem de biyo-otobiyografiye çalan eser. 12. Kategori (25 puan): Yayınlanmış en az beş kitabı olan bir yazarın ilk kitabını veya romanınıokuyanlara. Hac (Paulo Coelho - Can yay. - 223 syf) Başvurular yine kütüphane. 13. Kategori (25 puan): Bir biyografi veya otobiyografi okuyanlara. Bir Bilimadamının Romanı (Oğuz Atay - İletişim yay. - 270 syf) Başvurular bu kez homemade'den aynı zamanda bir Türk klasiği de olur kendileri.
14. Kategori (30 puan): Okuma yazmayı öğrendiğiniz yıl ilk kez yayınlanmış bir kitap okuyanlara. Bir Tatlı Huzur (Ayşe Kulin/1996 - Everest yay. - 232 syf) Bu kitap da kütüphane memuresinin ellerinden öper. 15. Kategori (40 puan): Bir üçleme veya aynı seriden üç kitap okuyanlara. Yüzüklerin Efendisi (J.R.R. Tolkien - Metis yay. - Yüzük Kardeşliği; 494 syf - İki Kule; 412 syf - 408 syf) Aşık olarak ve bir gecede yaklaşık 12 saat izleme rekoruylan uzun versiyonlarını izlediğim - ki öncesinden 2-3 kez izlenmişlerdi - zat-ı şahanelerini okumayı da dört gözlen bekliyorum. Ve nostalji yaparak izlenecek ufak ödüller :)