13 Nisan 2014 Pazar

Ahh Be Fıtnat Hanım...

divan edebiyatının gelmiş geçmş en büyük kadın şairi olsan kaç yazar?
erkek bir müellif gibi şiir yazsan, gazellerinde aşka batsan kaç yazar??

sevgi dolu alim bir ailede büyümüş bir osmanlı kızıydın sen 18.yy ortasında açan...
senin baban şans eseri pek yumuşak yüzlü, kızının eğitim almasına karşı çıkmayan, latifeler yapan, şiirler yazan bir adamdı... abinle alıp seni karşısına tercümeler okudu mu?
iran edebiyatından, arap edebiyatına yolculuk mu yaptınız geceler boyu?
abini çok mu sevdin sen fıtnat?
belli ki sevmişsin... ona nazireler düzmüş, ona benzer şiirler yazmışsın...
o da sevimli miydi? anlayışlı? hoşgörülü? ve en önemlisi sanat aşığı?
baban, sen, abin şiirlerinizi okudunuz mu karşılıklı?
ve sen en mesud çocukluklardan birini mi geçirdin istanbul alim-sosyete sınıfında?

peki ya baban nasıl izin verdi senin hödük bir herifle evlenmene?
ilmiye sınıfından derviş mehmed efendi...
pehhh ! şiirden anlamaz, basit ruhlu bir adam...

ben inanıyorum ki ilk zamanlar onu sevdin...
kültür, duygu ve zevk konusunda benden üstün dermişsin hep gıyabında...
ama o üstün duygularını sana göstermedi mi acaba?
hatta belki başka kadınlar bile vardı hayatında...
ünlü profesör ve onu evde saf gibi bekleyen, onu üstün görüp eziklenen, saygı duyup azcık sevgi bekleyen karısı...
ben inanıyorum ki ona olan sevgini kaybetmemeye çalıştın...
o surat asıp, terslendikçe,
sevgini görmeyip seni hayata küstürdükçe,
şiiri anlamadıkça, şiirini küçümsedikçe,
boş zaman geçiriyorsun diye söylendikçe
ve gudubet suratını sana buruşturdukça nefret ettin ondan...

ahh be fıtnat, bu yüzyılda olsan boşardın herifi !
ama o zaman mümkün müydü böyle bir şey?
ama Allah'tan şiir meclislerine girmene laf etmemiş...
dönemin sadrazamıyla şiir dostu olmana?
ama eminim mevkisini yükseltmek gibi bir gayesi vardı...
seni gönderip o hiç hoşlanmadığı saray sanat ortamlarına
kendini unutturmamaya çalıştı...

peki farketmedi mi ragıb'la olan münasebetini?
göz mü yumdu? seni sevmiyordu da ondan mı ses etmedi?
yoksa sana karşı öyle kördü ki bu durumu görmedi mi???

adınız çıkmış koca ragıp paşa'yla
bence bakıştınız siz uzun uzun...
gönlünüz kaydı da imkansızdınız...
sen kocanı asla aldatamazdın elbet
ve o sadrazam...
padişahın eniştesi, devrin en büyük siyaset adamı...

saray bahçelerinde yürüyüşe çıkıp sohbetler mi ettiniz,
meclislerde aşk şiirlerinizi birbirinizin gözünün içine bakarak mı söyledniz?
onun şımarık, yüzeysel, güzel bir kabuktan ibaret karısı,
senin anlayışsız ruhuna dokunmayan kocan...

ama ragıb öyle miydi?
yakışıklı, zeki, bilgili, alim, sanatkar ruhlu...
ve seni takdir edip sürekli destekleyen..

ahh mutsuz bir kadın her şeyi yapar dimi fıtnat???
ama siz sadece bakışlarda, şiirlerdeki gizli mazmunlarda kaldınız...
sen mutsuz bir kadın olarak öldün...
adın kaldı yadigar, bir de şiirlerin ardından..

o zaman gelsin...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder